Powered By Blogger

31 Temmuz 2012 Salı

Pembe gözlük!

Pembe gözlüklerle bakar insanlar hayata, hep kandırırlar bizi bu yalanla. Kim takabilmiş o gözlüğü ömrü boyunca...
*Emre Akat

Söz uçar yazı kalır!

''Söz uçar yazı kalır'' demiş atalarımız,
Yanlış demiş bence.
Eğer öyle olsaydı uçardı aklımdan giderken söylediğin sözler.
Yazmak zorunda olmazdım bu ''yazılmış'' kalıcı satırları!
*Emre AKAT

Her anımda

Sana değil kendime kızarım ben,
Bu kadar aşık olmalı mıydım sana?
Her anımda hatırlayacak.
Her ''anımda'' hatırlayacak kadar.
*Emre AKAT
Not: ''Anımda'' ların birincisi yaşanan anlar için ikincisi anılar için. 

Bahsetmeyeceğim

Her ne kadar uzak olsak da,
Bahsetmeyeceğim uzaklardan sana...
*Emre AKAT

29 Temmuz 2012 Pazar

Nasıl olduğunu bilmek isterim, o yeter!

Sen bana haber verme,
Ben seni merak edeyim öldü mü kaldı mı diye...
Aşk zaten böyle bir şey değil mi işte?
Sen umursama, ben severim yine...
*Emre AKAT

İnkâr satırları

Aslında her şairin içinde ''belki geri döner'' umudu vardır ama inkâr eder satırlarına bu gerçeği...
*Emre AKAT

Umut şiirleri

En umut dolu şiirler önce yazılır.
Yazılır ki, içten içe gelmeyecek hissi kazınsın kalbe.
O zaman artacak şiirdeki kalitede.
Anlatacaklar içindeki hisleri o kırmızı kalemle...
*Emre AKAT

İlham perisi

Sen benim ilham perimsin, gidecek yer bulamadığında hep bana gelirsin. -
*Emre AKAT

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Senaryo!


Mutlu sonlar beni yoruyor artık, kendi sonumu bildiğimden.
Benim sonum belli sen yokken. 
Bul benim senaryomu, yaz yeniden!
Karakterler olsun içinde sadece ''sen ve ben'',
Birkaç da replik ekleyelim hep ''seni seviyorum''la biten...
*Emre AKAT

Biz için değil artık, sen için.

Yazamam artık biz için,
Sen gittiğinden beri döndü sadece sana cümlelerim.
Şikayetçi değilim bu durumdan,
Kalemimde seni barındırmamdan...
*Emre AKAT

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Terk edilmek bazen güzeldir çocuk!

Terkedilmek o kadar da kötü değil be çocuk. Mesela dua ederler sana giderken. ''Kendine iyi bak, benden daha iyilerine layıksın, ben seni mutlu eden biriyle tanışmanı istiyorum...'' derler.
Ellerinden öyle güzel tutarlar ki, seninle daha önceki sevişmelerinde dahi o elleri öyle sıcak hissetmezsin. Eğer o sırada ağlıyorsan sana hizmet bile ederler. Mesela bir mendili alır göz yaşlarını silip ''Yapma böyle beni de üzüyorsun!'' derler.
Gidenler en çok o an sana şefkat ile yaklaşırlar. Şefkatli bir insana aşık olduğunu dahi düşünürsün... O an, ne desen yapacak sanırsın ama sen sakın ''Gitme!'' deme çocuk. Aldanma bu tiyatroya. Biraz uzatmaya çalış o dakikaları. Bırak da biraz daha oynasın bu oyunu. Çünkü bir tek gidecekleri gün masumdurlar. Suratlarını asarlar mesela.
İyice bak yüzüne.
Terk edilmek bazen güzeldir çocuk.
Mesela onlar sana dua eder, sen ise onlara şiirler yazarsın!..

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Senden önce ölmek isterim...

Bensenden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen, gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun, içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun:
Vazgeçtim toprak olmaktan,
Vazgeçtim çiçek olmaktansenin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum, yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız, külümün içinde külün.
Ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize,
Atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak
İki çiçek açacak:
                    Biri sen
                    Biri de ben. 

*Nazım Hikmet RAN