''...Ah, neler hissediyorum da tahlil edemiyorum [irdeleyemiyorum]. Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama bir kere ne yazmak istediğimi tayin edebilsem [belirleyebilsem]. Şurada -beynini gösteriyordu- bir şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor. Bilir misin, nasıl bir şey? Bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden mürekkep bir deya [maviliklerden oluşan bir deniz]... Gözlerinle onun içine girmeye çalış; o mailikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? Mai... Daima mai... Değil mi? Sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? Donmuş, simsiyah bir renk... Of! O siyah tabakaları parçalayarak içeriye bak; in, in, in, ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in; ne buluyorsun? O siyahlıklar içinde ne buluyorsun? Siyah... Daima siyah değil mi? İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai; aşağı bakılsa siyah daima siyah... Bir şey ki mai ve siyah olsun. Hasta mıyım, bilemiyorum; fakat ah! O ne yazmak istediğimi bilsem; onu şöyle karşımda resmi çıkarılmış, tasvir edilmiş [betimlenmiş] görmek mümkün olsa; işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim; hayatta nisabını [nasibini] tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabilirim...''
*Halid Ziya Uşaklığil / ''Mai ve Siyah'' kitabınban sf.61
Mai : Düşünce, arzu ve ümitleri yani ''hayal''i temsil eder.
Siyah : Etrafında anlamını bulan yaşadığı hayal kırıkları, uğradığı felaketler ve sıkıntılar yani ''gerçek''i tesil eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder